16 Temmuz 2010 Cuma

BİR ELİN NESİ VAR İKİ ELİN SESİ VAR....

Perşembe akşamı zonguldakta oturan arkadaşım tahsin abi aradı ve cuma günü arılara bakacağını yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.Tahsin abinin Ortalaarıcılığa başlamamda katkısı olan insanlardan biri olduğu için hayır diyemedim.Zaten kendisi de bana ilk yıllarımda baya yardımcı olmuştu halende oluyor.

Cuma sabahı sabah 7:00 de kalktım birde baktım yağmur yağıyor hemen tahsin abiyi aradım yağmur yağıyor ne yapacağız.

Zonguldakata havanın güneşli olduğunu söyleyince hemen yola çıktım.
Bu fotorafı yolda çektim yağmuru silecekler yetiştirmiyor.
Evin önüne gidince tahsin abinin oğlu adem in tavşanı karşıladı beni pamuk gibi.Tahsin bey daha yerinden kalkmamış sabah 8:00 de burda ol diyen adam:))) Bir kova suyu haketmişti ama neysee...
Adem efendi geldi önce ve gelir gelmez başladı ana arı çiftleşme kutularını açmaya.

Ve işte tahsin bey de teşrif ettiler ve birlikte devam ettiler kontrolere.
Adem babasını geçecek gibi görünüyor.
Yumutlamaya henüz başlamayan bir ana arıda yumurtaya başlamış.
Adem babasına direktifler veriyor ben ise hayretle izliyorum.
Tüm techizat hazırlandıktan sonra işe başlamadan bir poz verelim dedik.

Fotoğraf çekme işiyle Adem görevlendirildi.Bu yıl kovanlar önceki yıllara göre daha güçlü gibi.Mükemmel polen stoğu var kovanlarda
Ana arı ve varoa kontrolu yapıldı.


Bazı kovanların ana arıları yaşlı oldukları için öldürüldü.
Anası öldürlen kovanlara kafesle ana verildi.
Tahsin abinin ayın 6 sında yapmış olduğu larva tranferinden tutan 24 ana memesi ana alınan kutulara ve kafesle yetmeyen diğer kovanlara taksim edildi.


Sabah 9 da başlayan mesaiyi akşam 07:30 da bitirdik.Kutular hariç 49 tane kovanın kontrolünü yaptık.

İş bitişi eve giderken yol üzerindeki çay bahçesine uğradık ve birer dondurmayı haketmişiz:))

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Amiable dispatch and this enter helped me alot in my college assignement. Thanks you seeking your information.